20 Ocak 2010 Çarşamba

keşif

Gün geçtikçe bloguma daha çok bağlanıyorum. Bildiğim bilmediğim ne varsa yazasım geliyor. İçimde bitmek tükenmek bilmeyen bir öğrenme arzusu, sürekli okuyasım araştırasım bilesim var. gidesim, göresim, gezesim zaten hep var. bu durum, 10 parmağında 10 marifet olmak gibi değil. olumsuz tarafları çok. sürekli birşey yapmak isteyip de yapamadığın ya da eksik yaptığın zaman parmakla marifeti bir türlü eşleştiremiyorsun. mesela 10 parmağında 50 marifet olsa nasıl olur, parmak başına 5 marifet düşeceğinden, zavallı parmaklar bir süre sonra hiç bir marifetini gösteremez duruma gelirler.
bunun araştırma,  okuma, gezme, tozma isteğimle ne alakası mı var? (bu soru belki de hiç sorulmadı bana ama yanıtlayacağım:) yeni şeyler öğrendikçe o konularda uzmanlaşmak istiyorum, daha çok bilmek istiyorum. ama bu noktada minicik bir sorunum var: ben de herkes gibi zaman bulamıyorum.
araştırdıklarımı, öğrendiklerimi, gezdiklerimi en azından kalıcı hafızama atmak ve ara sıra çıkarıp oracağızdan, biliyor olmanın keyfini sürmek istiyorum. bu noktada da ikinci minik sorunum var:
ne yazik ki hafızamla ilgili de sorun yaşıyorum, her şey o kadar kolay gidiyor ki aklımdan bana öyle bir şey anlatılınca falan, neyse Hande'nin de haberi var artık diyip geçmeyeceksin mesela.
kapasite mi doldu, motivasyonu mu yok, sevgilisinden mi ayrıldı bu hafıza nedir, deli edecek bu günlerde beni..
işte şimdi başlıyoruz; çünkü karşınızda kendi söküğünü dikecek bir terzi, saçına sürmek üzere ilacı olan bir kel, ya da ne bileyim, ne yapması gerektiğini bulmuş bir blogger duruyor. bu benim işim...
hafızamı güçlendirebilmek zaman yönetimimi düzenleyebilmek benim için çocuk oyuncağı olmalı. kısa süreli hafızamdaki bilgileri kalıcı hafızama atmak için kullanbileceğim en iyi yöntemin "tekrar" olduğunu biliyorum. ben de yazarken tekrar ediyorum zaten..
Sevimli Blog, padişahım sen çok yaşa, araştırdığım, öğrendiğim, gezdiğim, gördüğüm, tattığım, hissettiğim herşeyi tekrar edebilmem için varsın sen. sen benim beynimin daha iyi daha sağlıklı ve daha uzun yaşayabilmesi için gönderildin bana. şükürler olsun. işte bu yüzden;
Gün geçtikçe bloguma daha çok bağlanıyorum. benim için bir günlükten daha fazlasısın. sayende beyin hücrelerim yenileniyor. sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder