Hayata dair basit formüller
yakalamak peşindeyim. Mutluluğu, mutsuzluğu, stresi, neşeyi büyük paradoksların
sonuçları haline getirmenin bir anlamı yok. En büyük acının da, en büyük
mutluluğun da nedeni çok basit olmalı.
İnsanın ciğerini parçalayan
anıların bir zaman sonra mizaha dönmesinin, dönüşü olmayan kayıpların hüznünü
yaşarken bile bir çiçeğe sevinebilmenin başka
da açıklaması yok zaten. Evren tüm karmaşıklığıyla
sistemini sürdürürken, bizlerin yaşamları basit denklemler üzerinde kurulu.
Uzun zaman önce kapımdan içeri
bir öğrenci girmişti, şimdi hangi kapıların ardında bir iş kadını oldu
bilmiyorum. Bana okulda öğrenmediğim bu basit formulü öğretti: Moraliniz çok
bozulursa arı kovalayın!

Aylardan Haziran, sıcak Ankara’yı
teslim almış, en güzeli bahçeden gelen hanımeli kokusu, en kötüsü arılar. Ortaokulda
uğradığım bir istiladan beri ciddi manada korkarım arılardan. Arının olduğu bir
ortamda barınabiliritem yok!
2 tane sarı-siyah kostümlü etine
dolgun arı penceren içeri sızdı. Üzerlerinde komik çizgili bu tulumlarla bile
sevimli bir yanı yok. Gözümü kaçırmam mümkün değil, bu arıların odaya girer
girmez en insansız tarafa çekildiklerini görmüşlüğüm yok, üzerimize doğru
geliyorlar.
Biz isyandayız, kız çocuğu
ağlıyor, mutsuz, hayat üstüne devrilmiş. Benim gözüm arıda. Yapamayacağım, fırladım
ayağa. Üzgünüm dedim bu koşullar o koşullar değil, şayet telepati böyle bir şey
değil. Arıların biri masamın altına girdi, çöp kovası orada, hangi tür yediğim şekerin kokusunu aldıysa,
diğeri masanın üstünde devriye geziyor. Sanırım arının sarısı yüzüme yansıdı
bayılacağımı düşünmüş olmalı küçük kız. “Hocam verin verin bir dergi verin”
dedi. “Hiç korkmam arılardan, şimdi hallederim”. Gözyaşları slow motion yukarı
çıkmaya başladı, elektriklenmiş saçları dalga dalga dalgalandı, adeta karşımda
bir Zeyna. Başladı arıları kovalamaya, odanın içini dar ediyor onlara. Ben de başladım
gülmeye, kimin kime terapi yaptığı belli değil. Pencereden dışarı nasıl topukladı
o arılar, bir tanesi ayakkabısını bile düşürdü panikten. Son sahnede pencereyi
de kapadı bizim kız, “Kurtulduk hocam” dedi.
Kurtulduk!
Gözyaşları dindi çünkü. İsyan
bitti. Dünyanın garezi marezi yokmuş meğerse.
Güçlü yanı, güçsüz yanını altetti
çünkü.
“Çok iyiyim, nasıl rahatladım”
dedi. “Bundan sonra moralin bozulursa arı kovala” dedim.
Mutlaka iyi olduğunuz güçlü
olduğunuz bir yanınız var. Sizi mutsuzluktan o çıkaracak. Mutlu olmak için
gereken hep çok basit bir şey! Moraliniz çok bozulursa arı kovalayın!
iyi fikir, yeter ki insan mutlu olmak istesin..
YanıtlaSilyazılarınız cok guzel memnun oldum:)
YanıtlaSilankara sıcağından ve yoğun iş ortamından alıp götürdü... bayıldım, iyi geldi kaleminize sağlık .... bende bi arı kovalıcam bu gün :)
YanıtlaSilsüper geldi,okuduğum ilk yazınız,ama son olmayacak belli :))
YanıtlaSilcok tesekkur ederim, bazen ara veriyorum, boyle guzel yorumlarla yeniden basliyorum yazmaya:) sayfalarimizda gorusmek uzere o zaman :))
YanıtlaSilcok guzel :)
YanıtlaSil