18 Kasım 2009 Çarşamba

yol


bazı seylerın ne kadar basıt cozumlerı oldugunu gorursun. ama o basıt cozumlerı karsındakıne gostermektır zor olan.. hayat bu yuzden zordur hep... senın kestırme yolun, baskası ıcın yolu uzatmaktır... vakıt gecer bu arada... bır yerde karsılasacagını bıle bıle zamana yenılırsın...
h.cesur
14.11.2009

10 Kasım 2009 Salı

10 KASIM


matem günü olup olmadığını tartışıyorlar.. laf..
her ölüm bir matemdir..
her yıldönümü bir acıdır..
canan kaybedilince can ağlar arkasından..

matem olmayan, bugün değil, yarındır
yas tutulmayacaksa bügün değil yarın tutulmayacaktır
özel günler yaşanması gerektiği gibi yaşanır

ülkeye kalan 364 gün yas tutmayı aşıladınız

yazmayı okumayı düşünmeyi yasakladınız
sadece SUSmayı serbest bıraktınız

bırakın bugün de bizden olsun..

ATAM bıraktığın emanete sahip çıkmak için, senin ilkelerinle, senin ışığında, senden aldığım cesaretle çalışıyorum..
ben kendi adıma yılın her günü sana ve devrimlerine sahip çıkıyorum
bunu yapıyorum çünkü
senin bizim için hayal ettiğin gelecek
benim de hayalimdir..

bugün de senin yasını tutuyorum..

9 Kasım 2009 Pazartesi

NEFESim kesildi..


dev boy patlamış mısır yerine orta boyu görünce şımararak paketimi değiştirdim.. patlamış mısıra bayılırım, şekerlisinden var mı dedim, 'hayır ama haşlanmış mısır var' cevabına 5 dakika güldüm, şekerli mısırın muadili oluyor sanırım... iceceklerimizi alarak kırmızı koltuklara oturduk, ikinci yarıdaki kahve ve cıkolatanın hayaliyle rekamları izlemeye başladık..
kalbimin acı acı yandığı bir günü arkadaşlarıma şımararak bitirmeye çalışıyorum.. hedef: bir an önce yarın olsun!

hayatımda ilk kez bir sinema filminde çok sevdiğim patlamış mısırı sessizce yere koyuyorum ve hatta hiç almamış olmayı istiyorum..
bu film, film izler gibi izlenmiyor çünkü.. oyle mısırı ağzına ata ata.. olmuyor..
filmin sessiz saniyelerinde, izleyenlerdeki sessizlik ölüm sessizliği gibi yankılanıyor salonda.. korkuyorum, utanıyorum, gururlanıyorum, asık oluyorum, nefret edıyorum, kacmak ıstıyorum, ustune gitmek istiyorum bütün duygular aynı anda tepinmeye başlıyor bedenimde.. sadece 'nefes almaya' cesaret edemiyorum..

biliyorum ki çoğu şey gerçek orada..
böyle zamanlarda bilmekten nefret ediyorum..

başım dağ, saçlarım kardır,
deli rüzgarlarım vardır,
ovalar bana çok dardır,
benim meskenim dağlardır dağlar..

işte öyle bir halde bitiyor film..
bütün gün acı acı yanan kalbim şimdi kimleri ağırlıyor...
bu ülkenin kaderini kim çizdi de vatanı için şehit olan Mehmetin üstünü kim karaladı o sayfada.. kim ayırdı aşıkları..

mısırsız, yorgun, uykusuz, nefessiz dönüyorum eve..

özlem doluyum bir çok şeye..

filmden bir cümle geçiyor aklımdan

büyük şehirlere aşk küçük gelir..