18 Ocak 2010 Pazartesi

2009 bilançom-2

8) Dünya ile alkışlar içinde vedalaşmanın hiç de zor olmadığını öğrendim
Nisan ayında eniştemi kaybettik. Hayat enerjim biricik kardeşim canım kuzenimin babası, İsmail Tunçelli. Ölümün nasıl bir tecrübe olduğunu bilemiyorum ama kaybedilen kişinin arkasından yaşanan o davetsiz duyguyu tanıyorum. Ne kadar kendinizi alıştırmış da olsanız, ölümün her türlüsü ani ve davetsizdir, geride kalan için. Albert Camus "insanın her gün yaptığı en önemli şey, o gün intihar etmemiş olmasıdır" der, dünyanın ne kadar yaşanası bir yer olduğunu sorgulayarak. Dünya yaşanası bir yer diyorum, herşeye rağmen. Ben eniştemin cenaze töreninde "o kişiye" hayatının bir noktasında şahit olmuş olan insanların kalabalığını gördüm. O'nu tanımış, O'nu dinlemiş, O'na dokunmuş, hayran kalmış, kızmış, O'ndan öğrenmiş, O'na öğretmiş, O'na gülmüş, O'na tebessüm olmuş, O'nunla yalnızlığını paylaşmış, O'nunla dertleşmiş, hiç bir maddi çıkar olmaksızın dünyanın maneviyatını O'nunla paylaşmış insanlar kalabalığı gördüm. Herkesin omzu dik, herkes gururlu.. Alkışlar içinde.. Şunu öğrendim: Bu dünya da bırakabileceğin bir iz yok, yaşarken yaşattığın O anlar dışında.. Ve ne zaman çıkıp geleceğini bilemediğimiz o sonu yaşayacaksak her birimiz, geriye sadece o anları güzelleştirmek kalıyor, iyilik içinde...


9) Yaşamlarından sıkılan insanların, aslında hiçbir yaşamları olmadığını öğrendim
Belki de bu sene öğrendiklerim arasına bu maddeyi koymam kendime haksızlık olur çünkü bunu her zaman  düşünmüşümdür. Ama bilmem kaç yıllık tecrübeyi bir cümle haline getirebilmek için, evvela o yılların insanın üstünden üstünden geçmesi gerekiyor. Zaman ilerliyor, dünya gelişiyor, nüfus artıyor; artan nüfus kendi çevremizde de metrekareye düşen insan sayısını arttırıyor, kalabalıklaşıyoruz, daha çok yaşama şahit olmaya başlıyoruz. Bu yıl benim için yine, çok fazla yeni insanla tanıştığım ya da bazılarını daha yakından tanıma fırsatı bulduğum bir yıl oldu. Sanırım işimden dolayı; insanlar bana daha ilk sohbetlerimizde açılma ve yaşamlarından özel anlar anlatma konusunda ciddi bir homojenlik gösteriyorlar. Asla tanıştığım insanlar üzerinde analiz yapmam ama tamamen kendi söylemlerinden edindiğim bilgiye göre; insanlar çok sıkılıyorlar. "Hayat çok sıkıcı, çok bunaldım, her şey aynı" cümlelerini o kadar çok kişi kuruyor ki. Bir yandan da tanıdığım bir çok insan var: fotoğraf çekiyor, müzik yapıyor, dil öğreniyor, tiyatro kursuna gidiyor, yemek kursuna gidiyor, kıyafet tasarlıyor, evdeki eski eşyalardan yeni tasarımlar oluşturuyor, playstation oynayıp en yakın arkadaşlarını 'eziyor', değişik tatlılar deneyip arkadaşlarına yediriyor, ava gidiyor, dağa tırmanıyor, resim yapıyor, yazı yazıyor, kitap okuyor, spor yapıyor, maket yapıyor, hayvan barınaklarına yardıma gidiyor, web üzerinde harikalar yaratıyor... sonu yok, daha aklıma gelmeyen nicesi.
Yaşamlarını sıkıcı bulan insanlara bakıyorum, aklıma gelmeyen nicesiyle beraber yukarıda saydıklarımdan bir tanesini bile yapmayan insanlar onlar. Hiçbir yaşamları yok aslında, ondan sıkılıyorlar.
Hayatta olduğunuz bir çok şekilde ispatlayabilirsiniz. Nefes alıyorsunuz, okula ya da işe gidiyorsunuz, yemek yiyorsunuz, uyuyorsunuz, uyanıyorsunuz.. Peki ya yaşamak... İlgilendikleri ve uğraş gösterdikleriyle "gerçekten yaşayabilmek" için ne çok şey olduğunu gösteren herkese teşekkür ederim. Sizin gözlerinizdeki parıltı, hayatı sıkıcı bulan her bir kişiye vereceğim yanıtın en büyük ispatı olacak.

10) Bayanların vazgeçilmezi french ojenin aslında kirli tırnakları kapamak için yapılan bir boyama olduğunu öğrendim
Ne garip değil mi, son yılların en çok kullanılan ve doğal, bakımlı, temiz bayanların vazgeçilmez trendi olan; tırnak uçlarına rakı beyazı oje sürerek yapılan o şahane buluş, aslında Fransızların kirli tırnaklarının içindeki siyahları kapamaları için buldukları bir yöntemmiş. Tıpkı yine Fransızların parfümü buldukları gibi. İşte bu yüzden boyasız tırnakları seviyorum. Kırmızı ojeyi ve french dediğimiz o stili kendim de hala kullanıyorum ama boyasız tırnaklı ve temiz ellerin önünde saygıyla eğiliyorum. Temizliği ispatlamak için doğal olmanız gerekiyor..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder