21 Ocak 2010 Perşembe

kesif 2

İnsan birşeylere aklı ersin diye çabalayıp duruken, birileri de, "aklınız herşeye de yetişemesin kardeşim" dercesine almış başını gidiyor. Şurdan tutsam buraya çeksem, ona mı baksam bunu mu çözsem derken, teknoloji çığır üstüne çığır açmış, sanat kabına sığmaz olmuş, biz basit cümlelerle kendi neslimize laf anlatamazken, o minicik ufacık, eti ne budu nesice bebekler cümle kurmaya bileşik cümleden başlar olmuş.
İnternet dünyasını mı, tıp gelişmelerini mi, medyayı mı, siyaseti mi, yeni sanat akımlarını mı, psikoloji araştırmalarını mı, neyi takip edeceksiniz, herşeye nasıl hakim olacaksınız. Neyse ki yaşam içinde kişisel ihtiyaçlarımıza göre bir öğrenme skalası oluşuyor. Bir hastalık geçiriyorsunuz, ilaçlar, tıp, bitkisel tedaviler, hastaneler, doktorların özlük hakları, eczanelerin durumu falan uzmanlık alanınız oluveriyor. Müzisyenseniz, yeni albümler, müzik türleri, şarkı sözleri, telif hakları onlar bunlar sizden soruluyor. 
Herşeyden biraz biliyimciler var bir de, ben çok hayranım onlara, ciddi bir hafızaya sahip bu canlılar; okudukları, duyduları ve üzerinde düşündükleri hiçbir şeyi unutmuyorlar.
Neyse çok açılmayalım, ben de bu yıl itibariyle herşeyden biraz bileyimcilerden olmak hedefindeyim. Hedefe ulaşılamazsa da en azından bu yolda ilerlerken bir çok şey öğrenmiş olacağım. Buradaki kastım, yapılan bir işi en iyi yapmak gerekliliğine olan inancımı engellemiyor. Bu konu sadece öğrenme merakımla ilgili.
Benim bilgi hazinem genelde rutinlerim sırasında gelişiyor. Normal normal yürürken gözüme çarpan bir afişi merak ediyorum, arkadaşımın evinde otururken masanın üzerindeki dergide yazanları merak ediyorum, internette dolaşırken karşıma çıkan 'ne,nedir,nasıldır' cevabı olabilecek şeyleri, TVde bahsedilen saçma salak bir konuyu merak ediyorum. Kısa süreli hafızama -ona güveniyorum en azından- yazıyorum bu merak ettiklerimi, sonra oturuyorum araştırıyorum neymiş diye. Beni en tahrik eden de merak ettiklerimin bana anlatılması. Çılgınca arzulayacağım, karşımdaki de anlatacak. Sabaha kadar soracağım sabaha kadar dinleyeceğim. Herhangi bir konuya yeterince hakim birisinden -konuya hakimse kesin anlatımınında çok akıcı ve seksi olduğunu hayal ederek- anlatacaklarını dinlemek kadar zevkli birşey olamaz.

İnsanlar genelde ihtiyaçları olan bilginin peşinden gidiyorlar. Sonucunda biryerde kullanılması planlanan bilgi, insanoğlu tarafından emiliyor. İlgi alanlarınıza, mesleğinize, mecburiyetinize, çıkarlarınıza, kazançlarınıza, hayallerinize göre gerekli bilgi neyse onunla kavuşumlanıyorsunuz.
Hedefinizin bunlardan hiç biri olmadığını düşünün. İlgi alanı, mecburiyetleri olmasa, çağa ayak uydurma  savaşı olmasa; neleri öğrenmek isterdi insan. En çıplak haliyle..

olsaydı varolmanın dayanılmaz hafifliği..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder