19 Nisan 2010 Pazartesi

bahçe

bahçeye çıktım, rakıları sulamak için; tesadüf o ya biraz sarhoşum. azar azar döktüm suyu, bu akşam gene keder açacaklar. yağmur başladı o anda kadehe ve karıştı kedere.. madam destina muşambayı seriyordu masanın üstüne, sezen girdi içeri yine güzel, yine çiçek...
gece çok geç, arzular şelale.. geldi sessizce..
gözyaşı böyle zamanda güzel, yıldızlar kadar yalnız gece. radyo bozulsun, peynir koksun, bardak çatlak, en güzeli ensemden esen rüzgar.
gerçekler hayalsiz doğmaz sabaha, bu gece her şey hayal, aklımda bakışlar yüzü silinmiş gölgelerin, elimden tutmuş sıkıca o derin ve yavaş nefes..
buz attım iki tane içine, güneş daha doğmasın, sabah olmasın, bu gece yanlızlığıma inandırdım tüm şehri, hayalimi görmesin kimse..
toprakta uyandım, saçlarım okşanmış bütün gece, kulağımda fısıl fısıl aşk, gözlerim ıslak, bu gözyaşı değil, yağmur  yağmış gözlerime, gelmiş ve gitmiş gece gibi hayal.. sevmiş ve terketmiş, sever gibi yapmış ya da.. değmiş ama bir yerde tenime..
gerçekler hayalsiz doğmaz sabaha..

3 yorum: