4,5 kilo doğacak bir çocuğu taşıyan 45 kilo bir kadının serüveni anneminki. Hani baştan belli ne kadar büyük bir yük olduğu..
Hamileyken günde 1 kilo havuç yiyor, gücümü sağlığımı öyle düşünüyor..
Doğum.. Bir çirkin çocuk, kurbağa gözlü falan, her tarafı boğum boğum. "Dayın teyzenin kulağına eğilmiş, ne çirkin bebek demiş" diye anlatıyor sonradan.

Doymak bilmeyen bir bebek, tek ağlamam açlıktan.. "1 aylıktın, sütüm yetmiyordu artık, doktora gittim, 1 çay kaşığı yumurta sarısı verebilirsin dedi, o gün 1 yumurta bitirdin." diyor. Ve ekliyor: "Akrep Nalan çok modaydı o zamanlar, onun gibi olacaksın diye o kadar korkuyordum ki.."
Korku demek annelik zaten, başka bir yaşamın kaygısını kendinden çok yaşamak demek.. Sen çılgınca koşmaya başladığın zaman arkandan yüreği ağzına gelen kadın demek. 6 aylıkken ayağım kırıldığında, doktorlar çocuk felci diye belimden su çekmeye kalkınca, içgüdüleriyle beni hastaneden kaçırıp başka doktora götüren kadın annem. Yaşamımda benden 1 adım önce her şeyi gören kadın annem.