2 Ağustos 2010 Pazartesi

i'm not victoria & it's not a secret

Ağzıma biraz bal çalmak istedim, bütün gece en sevdiğim şarkıları tüm sevdiklerim için çaldım. 

Hani baktım bu saatten sonra sil baştan yapmak mümkün değil yaşamı, mümkün olsa da gerekli değil.. Katlanarak ve bazı bazı yuvarlanarak büyümüş gelmişim bu halime, artık misafir de sayılmam yerleşmişim kendime, sil baştan yerine seç başlat dedim. İçimde kalmasın dediğim, beni heyecanlandıran her şeyi imkanlarım elverdiğince kazıyacağım oturduğum kaldırımlara. İsli camlara iz bırakıp bir yağmurda gidesim yok buralardan, ben yağmur her yağdığında birbirimizi hatırlayacak anılar bırakmak istiyorum. 


Ve işte o anılardan bir tanesini de geçtiğimiz ay yaşadım. TRT Ankara Kent Radyosundaki programımız büyük bir keyifle devam ederken içimdeki çocuk devleşerek bana hükmetmeye ve uzun zamandır içimde biriken enerjiyi dışarı çıkarmam için  elimden eteğimden çekiştirmeye başladı. Tam o anda çok sevgili arkadaşım Volkan Tümer'in 'gel bir gece senin olsun' demesiyle çocuklar gibi sokağa fırlamış olmalıyım ki kendimi DJlik yapacağım bir gece için hazırlanırken bulduğumda Seğmenler Parkında elimde bilgisayarımla ritim tutuyordum. Sadece 2 gün içinde fikir, isim, davetiye hazırlığı derken benim heyecanımla eş zamanlı olarak artan misafir onaylarıyla birlikte günlerden 15 Temmuz 2010 olduğunda orada DJ kabininde barmenin kraliyet sakinleştiricisi olduğunu söylediği bitkinin suyunu içerek yavaşlamaya çalışıyordum.

Uzun zamandır, kimini yıllardır görmediğim arkadaşlarım, ortaokuldan, liseden, üniversiteden gelen çocukluk anılarım masalara yerleşmişti o gece. Ben ve benim teknik aksaklıklarıma aldırmadan eğlendiler. Sürekli müziğe konsantre olmak zorunda olduğum için flu bir gece kaldı aklımda, sadece şunu hatılıyorum ki; başımı her kaldırdığımda gürültülü bir film sahnesi içinde hızla kayan insan gülüşleri vardı. Belki de sadece uzaktan sallanan bir el kadar uzak ama o gülüşler kadar yakındık. 

Her işi profosyonellerin ellerine bırakmak gerekir diyerek gecenin sonuna kadar benden yardımlarını esirgemeyen sevgili DJ Jimmey Key'i mabedinde bıraktığımda, zihnimde bir yağmur anısı daha bırakmış olmanın verdiği inanılmaz huzur ve mutluluk vardı.

En iyisi olmaya çalışmıyordum, mükemmel olmak istemiyordum sadece içimdeki çocuğa o oyuncağı almayı çok istiyordum. Yattığında içine anılarını sakladığı ayıcığına sarılmış o kadar tatlı gözüküyordu ki, benden bundan sonra ne isteyecek acaba diye gülümseyerek, yorgun ben de uykuya daldım..

Biraz popüler kültürü eleştirerek, 'Evet ben Victoria değilim ve bu bir sır değil, güzel gözükmemiz için samimi bir gecede bir arada olup şarkılar söylememiz yeterli' diye yola çıkarak yarattığımız hayali gerçek yapmak için destek veren, motive eden, heyecanımı dindirmek için yanımdan ayrılmayan, bakışlarıyla bana en güzel hediyelerden daha değerli hatıralar bıran herkese, ayrıca tanımadığım ama o gün orada gecenin sonuna kadar kalıp çok da kötü olmadığımı bana hissettiren herkese de çok teşekkür ediyorum. Ayrıca müzik teknik bilgilerini, arşivlerini benimle paylaşan tüm arkadaşlarıma da.. 

Özel teşekkür: Gecenin posterini yaratan iNvitriN Rekam'a, SenCy Boutique'e, Meet çalışanlarına, bana bu imkanı tanıyan Volkan arkadaşıma, kendim kadar bu hayalin içinde olup bana yardımcı olan Aylin'e, Sevgili Jimmey'e ve gecenin keyifli bir kalabalık olması için çalışan diğer tüm arkadaşlarıma ayrıca çok teşekkür ediyorum.

Yaşam içimizdeki çocuğa bahçelerin kapılarını açınca güzel..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder