28 Mayıs 2010 Cuma

Bir Oğlum Oldu

Yazı yazmayı çok özledim ama bir süredir oturamadım blogumun başına. Sürekli internette olmama ve aslında yazıp çizmeme rağmen kişisel alanlarıma vakit ayıramadım. Mayıs ayının da sonuna geldik, yok olan bu zamanın neye acelesi var neye koşturuyor anlamıyorum. 
Bu ay bi oğlum oldu. Nur topu gibi iPad'imi yazmaya bile vakit bulamadım. Onun adı Pady, ablası Macy gibi o da bir APPLE harikası. 
Pady 64GB ve şu an için 52 tane application yüklü. Türkçesi: ne program varsa yüklenmiş durumda. 
Kesinlikle çok ergonomik olduğunu düşünüyorum. Ne daha büyük ne de daha küçük olmazmış, boyutu, ağırlığı kesinlikle tam düşünülmüş. Henüz güzel bir kıyafeti yok ama yakında uygun aksesuarları da gelmeye başlar. 
iPad'i yaklaştık bir aydır kullanıyorum ve bu zamanda ben de tüm diğer kullanıcıların ortak fikirde olduğu eksiklerin farkındayım. Ekran görüntüsü ve internet hızı ile kesinlikle beklentilerimi karşılıyor. Bunun dışında, USB girişinin olmaması, kamerasının olmaması ve Flash destekli olmaması en büyük eksikleri benim için. Zaten iPad  internet ve eğlence dışında fazla bir beklentiye yanıt verebilecek özelliklere sahip değil. 
Benim gibi sürekli internet ile ilgilenen, araştıran, okuyan ve interneti güzelliklere ulaşmada bir araç olarak gören herkes için veya sık sık seyahat eden, ofis dışında toplantılarda olanlar için müthiş bir çocuk.
Yine de ilk göz ağrısı gibi olmuyor hiçbir şey. Sevgili Macy (MacBookPro)'den kopmak çok zor. Şimdilik 3 kişilik bir aileyiz, ben Macy ile yazılar yazarken, annem Pady ile tavla oynuyor. Gözler şeş beş olana kadar tavla oynayabiliyor Pady, çünkü şarjı da çok uzun gidiyor. Herkese tavsiye ediyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder